Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 Doğum İstatistikleri raporu, Ankara'da ilk doğumdaki yaş ortalamasının yükseldiğini ortaya koydu. Ülke genelinde doğurganlık hızının düşüşe geçtiği ve bu nedenle 2025'in Aile Yılı ilan edildiği bir dönemde, Ankara'daki bu artış dikkat çekiyor.
Ankara'da İlk Doğum Yaşı Neden Yükseliyor?
TÜİK'in verilerine göre, Ankara'da ilk doğumdaki yaş ortalaması 2023'te 28,2 iken, 2024'te 28,4'e yükseldi. Bu durumun çeşitli sosyo-ekonomik nedenleri olabilir. Kadınların eğitim seviyesinin yükselmesi, kariyer odaklı yaşam tarzları, ekonomik belirsizlikler ve evlilik yaşının gecikmesi gibi faktörler bu artışta etkili olabilir.
- Eğitim Seviyesi: Kadınların eğitim seviyesinin yükselmesi, iş hayatına daha fazla katılmalarını ve dolayısıyla evlilik ve çocuk sahibi olma yaşlarını ertelemelerine neden olabilir.
- Kariyer Odaklı Yaşam: Günümüzde birçok kadın, kariyer hedeflerine odaklanarak çocuk sahibi olmayı ileri yaşlara bırakmaktadır.
- Ekonomik Belirsizlikler: Artan yaşam maliyetleri ve ekonomik belirsizlikler, çiftlerin çocuk sahibi olma kararını ertelemelerine yol açabilir.
- Evlilik Yaşının Gecikmesi: Evlenme yaşının yükselmesi de doğal olarak ilk doğum yaşını etkilemektedir.
Doğurganlık Oranları Alarm Veriyor!
Türkiye genelinde doğurganlık oranları düşüş eğiliminde. Bu durum, demografik yapıda önemli değişikliklere yol açabilir. Doğurganlık oranlarının düşmesi, yaşlı nüfusun artmasına, iş gücü açığına ve sosyal güvenlik sisteminin zorlanmasına neden olabilir. Bu nedenle, devletin ailelere yönelik destek politikaları ve teşvikler artırılması büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir toplum için genç ve dinamik bir nüfus yapısı gereklidir.
Gelecekte Neler Bekleniyor?
Ankara'daki ilk doğum yaşının yükselmesi, Türkiye'deki genel eğilimin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Uzmanlar, bu trendin devam etmesi halinde, demografik yapıda daha da belirgin değişikliklerin yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Devletin ailelere yönelik destek politikalarını gözden geçirmesi ve doğurganlığı teşvik edici önlemler alması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin gelecekte yaşlı bir nüfusa sahip olması ve bunun getireceği sorunlarla baş etmek zorunda kalması kaçınılmaz olabilir.
