Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB),Türk operasının önemli eserlerinden biri olan Çelebi Operası'nı, bestelenişinin üzerinden geçen 50 yıl sonra ilk kez sahneye taşıdı. Eserin prömiyeri, Opera Sahnesi'nde gerçekleşti ve sanatseverlerden büyük ilgi gördü. Cumhuriyet döneminin ilk kuşak bestecilerinden Cemal Reşit Rey'in bestelediği ve Ekrem Reşit Rey'in librettosunu yazdığı bu önemli yapıt, Türk opera tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

Çelebi Operası'nın Tarihi Yolculuğu

Çelebi Operası'nın hikayesi, 1945 yılında Ekrem Reşit Rey'in librettosunu yazmasıyla başladı. Ancak, eserin bestelenmesi 1975 yılında Cemal Reşit Rey tarafından tamamlanabildi. Buna rağmen, çeşitli nedenlerle opera, bestelenişinden sonraki 50 yıl boyunca sahnelenme fırsatı bulamadı. Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin bu girişimiyle, Çelebi Operası nihayet dünya prömiyerini yaparak sanatseverlerle buluştu. Bu tarihi an, Türk opera tarihinde önemli bir kilometre taşı olarak kayıtlara geçti.

Tan Sağtürk'ün Açıklamaları

Prömiyer öncesinde konuşma yapan Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü Tan Sağtürk, Çelebi Operası'nı sahneliyor olmaktan duydukları büyük memnuniyeti dile getirdi. Sağtürk, bu operanın müzikal dili ve melodik yapısıyla Türk operasının gelişim sürecinde önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. "Çelebi Operası, Türk operasının zenginliğini ve çeşitliliğini gösteren önemli bir eserdir" diyen Sağtürk, eserin gelecek nesillere aktarılmasının önemine dikkat çekti.

Operanın Önemi ve Etkisi

Çelebi Operası'nın sahnelenmesi, Türk opera tarihinde yeni bir sayfa açtı. Eserin müzikal zenginliği, dramatik yapısı ve tarihi önemi, onu Türk operasının en önemli yapıtlarından biri haline getiriyor. Çelebi Operası, sadece bir opera eseri olmakla kalmayıp, aynı zamanda Türk kültürünün ve sanatının önemli bir temsilcisi olarak da değerlendiriliyor. Bu nedenle, eserin sahnelenmesi, Türk sanat camiasında büyük bir heyecan ve coşku yaratmış durumda.

Çelebi Operası'nın prömiyeri, Türk opera tarihinde unutulmaz bir an olarak tarihe geçti. Eserin sahnelenmesi, Türk operasının gelişimine önemli katkılar sağlayacak ve gelecek nesillere ilham kaynağı olacaktır. Bu tarihi anı kaçırmayan sanatseverler, Türk operasının zenginliğini ve gücünü bir kez daha görme fırsatı buldular.