İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, AFAD'ın Sındırgı'yı "Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" ilan etmesine sert tepki göstererek bu kararı "sahtekarlık" olarak nitelendirdi. Dervişoğlu'nun bu açıklaması siyasi gündeme bomba gibi düşerken, AFAD'dan henüz bir yanıt gelmedi.

Dervişoğlu'ndan Sert Eleştiriler

Dervişoğlu, AFAD'ın kararına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Sındırgı'da yaşananlar ortada. Vatandaşlarımız mağdur durumda. AFAD'ın bu kararı, yaşananları görmezden gelmek ve sorumluluktan kaçmaktır. Bu tam anlamıyla bir sahtekarlıktır. İYİ Parti olarak bu durumun takipçisi olacağız ve vatandaşlarımızın haklarını savunacağız."

Dervişoğlu'nun bu sert eleştirileri, AFAD'ın kararıyla ilgili kamuoyunda da tartışmalara yol açtı. Birçok vatandaş, sosyal medya üzerinden AFAD'ın kararını eleştirirken, bazıları ise kararın yerinde olduğunu savundu.

Sındırgı'da Yaşananlar ve AFAD'ın Kararı

Sındırgı'da son dönemde yaşanan doğal afetler, bölgede büyük hasara yol açmıştı. Özellikle tarım arazileri ve evler zarar görmüş, birçok vatandaş mağdur olmuştu. AFAD'ın Sındırgı'yı "Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" ilan etmesi, bölgeye yapılacak yardımların ve desteklerin artırılması anlamına geliyordu. Ancak Dervişoğlu'nun eleştirileri, bu kararın arkasındaki motivasyonun sorgulanmasına neden oldu.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD),Türkiye'de afet ve acil durumlarla ilgili faaliyetleri yöneten ve koordine eden bir kuruluştur. Görevi, afetlerin zararlarını en aza indirmek, afetlere hazırlıklı olmak, afet sonrası iyileştirme çalışmalarını yürütmek ve kamuoyunu bilinçlendirmektir. AFAD, bu görevlerini yerine getirirken çeşitli kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapar ve uluslararası standartlara uygun hareket etmeye çalışır. Ancak, bazı durumlarda AFAD'ın kararları ve uygulamaları kamuoyunda tartışmalara yol açabilmektedir.

Sındırgı'daki durum ve Dervişoğlu'nun eleştirileri, AFAD'ın afet yönetimi konusundaki şeffaflığı ve etkinliği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Bu durum, afet bölgelerinde yaşayan vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi ve devletin afet yönetimi politikalarının yeniden gözden geçirilmesi açısından kritik bir öneme sahip.