30 Nisan 2025 Çarşamba

Altan Tan'dan Çözüm Süreci İtirafı: Kimler Desteklemiyor?

Eski HDP Milletvekili Altan Tan, dikkat çeken bir açıklama yaparak çözüm sürecine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Tan, sürecin başarıya ulaşmasını engellemek isteyen çeşitli iç ve dış aktörlerin varlığını iddia etti. Bu aktörlerin kimler olduğu ve neden süreci desteklemedikleri, kamuoyunda büyük merak uyandırdı.

Çözüm Sürecine Kimler Karşı?

Altan Tan açıklamasında, çözüm sürecine karşı olan aktörleri şu şekilde sıraladı: "Dışarıda İran, Rusya, Hizbullah, İsrail, ABD ve bunlarla bağlantılı Kandil'deki bazı unsurlar; içeride ise Ali’siz Aleviler ve Türk solu bu sürecin başarıya ulaşmasını istemez." Bu ifadeler, çözüm sürecinin karmaşık dinamiklerini ve çeşitli çıkar gruplarının etkisini gözler önüne seriyor.

Tan, "Ali’siz Aleviler" ifadesiyle ideolojik olarak Marksist ve ateist çizgide duran bazı siyasal Alevi gruplarını kastettiğini belirtti. Geleneksel Alevilikle bir sorunlarının olmadığını vurgulayan Tan, bu kesimlerin İslami kesimlerle ve muhafazakâr siyasetle tarihsel bir çatışma içerisinde olduğunu söyledi. Bu durum, Türkiye'deki siyasi ve ideolojik ayrışmaların çözüm süreci üzerindeki etkisini açıkça gösteriyor.

Tan, sözlerine şöyle devam etti: “Edirne, yani Demirtaş; Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu, CHP, Türk solu, Ali’siz Marksist Alevi kesim. Bunların hem İslami kesimle hem de Erdoğan ve AK Parti ile bir hesaplaşmaları var. Bu kesim geçmişte Özal’la, Erbakan’la, Menderes’le de aynı çizgide çatıştı.” Bu ifadeler, çözüm sürecinin sadece Kürt sorunuyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Türkiye'deki genel siyasi çekişmelerin de bir parçası olduğunu ortaya koyuyor.

PKK İçindeki Etkiler

Altan Tan, PKK içinde de 'Ali'siz alevi' ve Türk solu egemenliğinin olduğunu ifade etti. Abdullah Öcalan’ın çözüm süreci kapsamında yaptığı çağrıların, örgüt içindeki bazı unsurlar tarafından bilinçli olarak karşılıksız bırakıldığını savundu. Bu durum, örgüt içindeki farklı ideolojik yaklaşımların çözüm sürecini nasıl etkilediğini gösteriyor.

DEM Parti içinde de bu grupların etkili olduğunu belirten Tan, Öcalan’ın “kongreyi toplayın” çağrısına rağmen, bu kesimlerin süreci oyaladığını ve “Sen gel, sen topla” gibi taleplerle süreci geciktirdiğini iddia etti. Bu iddialar, DEM Parti içindeki farklı görüşlerin çözüm süreci üzerindeki etkisini ve olası anlaşmazlıkları gündeme getiriyor.

Sonuç

Altan Tan'ın açıklamaları, çözüm sürecinin ne kadar karmaşık ve çok boyutlu olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Sürecin başarıya ulaşması için sadece siyasi aktörlerin değil, aynı zamanda çeşitli ideolojik grupların da desteğinin alınması gerektiği açıkça görülüyor. Aksi takdirde, çözüm sürecinin sürekli olarak engellenmesi ve başarısızlığa uğraması kaçınılmaz olabilir. Türkiye'nin bu önemli sorunu çözebilmesi için tüm aktörlerin yapıcı bir diyalog içinde olması ve ortak bir zeminde buluşması gerekiyor.

İlgili Haberler