Ciner Medya Satışı: Bavullarla Taşınan 350 Milyon Dolar Şoku!
Gündem

Ciner Medya Satışı: Bavullarla Taşınan 350 Milyon Dolar Şoku!


30 September 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 30 September 2025

İstanbul'da yürütülen kara para soruşturması, Ciner Medya Grubu'nun satışına uzanarak büyük bir skandalı gün yüzüne çıkardı. İddiaya göre, satış sürecinde 350 milyon dolar elden bavullarla taşınarak banka hesaplarına yatırıldı. Bu şok gelişme, medya dünyasında deprem etkisi yarattı ve soruşturmanın seyrini değiştirdi.

Kara Para İddiaları ve Soruşturma Süreci

İstanbul Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na devredilen soruşturma, Can Holding'e yönelikti. Ancak soruşturma derinleştikçe, Ciner Medya Grubu'nun satışı sırasında gerçekleşen şüpheli para transferleri de mercek altına alındı. İddialara göre, bu transferlerin kara para aklama faaliyeti olabileceği düşünülüyor.

Soruşturma kapsamında şu detaylar dikkat çekiyor:

  • 350 milyon doların elden bavullarla taşınması
  • Paranın Ciner Holding hesaplarına yatırılması
  • Süreçte Mehmet Kenan Tekdağ'ın rolü

Mehmet Kenan Tekdağ'ın Rolü Ne?

İddiaların odağındaki isimlerden biri de Mehmet Kenan Tekdağ. Soruşturma dosyasına göre, Tekdağ'ın bu şüpheli para transferi sürecini organize ettiği öne sürülüyor. Savcılık, Tekdağ'ın rolünü ve sorumluluğunu detaylı bir şekilde araştırıyor. Bu durum, soruşturmanın daha da derinleşmesine ve yeni isimlerin gündeme gelmesine neden olabilir.

Bu tür büyük meblağlı para transferlerinde şeffaflığın olmaması ve paranın elden taşınması, kara para aklama şüphesini güçlendiriyor. Yetkililer, tüm detayları titizlikle inceleyerek gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Soruşturmanın Olası Etkileri

Ciner Medya Grubu'nun satışıyla ilgili kara para iddiaları, sadece medya dünyasını değil, finans sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Soruşturmanın sonucunda, suçlu bulunan kişiler hakkında yasal işlem başlatılması bekleniyor. Ayrıca, bu olay, Türkiye'deki kara para aklama ile mücadele konusundaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu tür olayların önlenmesi için daha sıkı denetimlerin yapılması ve yasal düzenlemelerin güncellenmesi gerektiği vurgulanıyor.