Türkiye günlerdir deprem gerçeğiyle yüzleşiyor. Uzmanlar fay hatları üzerinde açıklamalar yaparken, bir yandan da manevi bir sorgulama sürecine girmemiz gerekiyor. Peki, sadece fay kırıklarını mı biliyoruz, yoksa "vay kırıkları" olarak adlandırabileceğimiz manevi sarsıntılarımızın da farkında mıyız?

Manevi Yapı Analizi: İman Kırılganlığı

Depremler sadece binaları yıkmakla kalmaz, aynı zamanda ruhumuzu da sarsar. Bu nedenle, müminler olarak ciddi bir yapı analizi yapmamız gerekiyor. Tıpkı binalarımızı kontrol ettiğimiz gibi, inancımızı da gözden geçirmeliyiz. Ancak bu şekilde "iman kırılganlığından" kurtulup "iman diriliğine" erişebiliriz. Bunun için ise asıl olanı, yani vahyi esas almalıyız.

Cahilleştirme operasyonlarına karşı uyanık olmalı, manevi zelzelelere mani olmalıyız. Şeytanın etki ajanları aramızda dolaşırken, nefsimiz de hileli tuzaklar kurmaya devam ediyor. Sahih bilgiye ulaşmamız için türlü entrikalar çevriliyor. Bu nedenle, reyb barındırmayan, şek ve şüpheden arınmış ilahi vahye yaslanarak imanımızı güçlendirmeliyiz.

Vay Kırıklarımız: Manevi Depremler

Peki, "vay kırıklarımız" nelerdir? Sevgisizlik, ümitsizlik, temelsiz korkular, cimrilik, merhamet fukaralığı, hamd yoksunluğu, şükürden mahrumiyet, sabırsızlık, acelecilik, kin, öfke, haset, kıskançlık, riya, uçup, vefasızlık, infak ahlakını kaybetme, ilim farzını terk, Kur’an’a hakikatli talebe olma şuurunun kaybı, Fahr-i Cihan Efendimizin sünnetinden bigane kalış, tefekkür ibadetinden uzaklaşma, kibir obezliği, doğruya en yakın yalanların iman nuruyla fark edilemeyişi, ihlasın terk edilişi gibi pek çok manevi zelzelenin sebep olduğu yoksunlukların mağdurları değil miyiz?

• Sevgisizlik
• Ümitsizlik
• Temelsiz korkular
• Cimrilik
• Merhamet fukaralığı
• Hamd yoksunluğu
• Şükürden mahrumiyet
• Sabırsızlık
• Acelecilik
• Kin, öfke, haset, kıskançlık, riya, uçup, vefasızlık

Hakikat Çantası: Manevi Deprem Sigortası

Kısacası, yapı analizi şart. Yapı stoku kontrolü elzem. Şirkin sismik dalgalarına kapılmamak için iman dirliği zaruri. Aklın, kalbin ve ruhun depremlerine karşı deprem çantası gibi bir hakikat çantasına sahip olmak mecburi. Sismologları dinlediğimiz kadar mânâ hayatımızın bir nevi sismoloğu olan Efendimizi duymamız ve söylediklerine riayet etmemiz kaçınılmaz. Tuğyan depremlerinden kurtulmak ve küfür denizinin tufanlarından korunmak için fay kırıklarına vakıf olduğumuz kadar vay kırıklarına da aşina olmamız gerekiyor.

Depremlerin fiziksel yıkımının yanı sıra, ruhumuzda açtığı yaraları da onarmak zorundayız. İmanımızı güçlendirerek, manevi sarsıntılara karşı daha dirençli hale gelmeliyiz. Unutmayalım ki, asıl yıkım iç dünyamızda gerçekleştiğinde, telafisi çok daha zor olacaktır.