30 Nisan 2025 Çarşamba

"Devlet Seni Koruyamaz!" Kadına Şok Tehdit! Gerçekler Ortaya Çıktı

Türkiye'de kadına yönelik şiddet vakaları ne yazık ki artarak devam ediyor. Son olarak Fatma Alpaslan, boşanma aşamasında olduğu eşi Ş.A. tarafından ölümle tehdit edildiğini ve eşinin kendisine "Devlet seni koruyamayacak, hangi kadını korudu ki seni koruyacak" dediğini açıkladı. Bu vahim iddia, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve kadına yönelik şiddet konusundaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi. Olaya ilişkin dava süreci devam ederken, Fatma Alpaslan'ın yaşadığı korku ve endişe, birçok kadının ortak duygularını temsil ediyor.

Tehdidin Boyutu ve Hukuki Süreç

Fatma Alpaslan'ın ifadesine göre, eşi Ş.A. boşanma sürecinde sürekli olarak kendisini tehdit ediyor ve psikolojik baskı uyguluyor. "Devlet seni koruyamaz" şeklindeki sözleri ise, devletin kadına yönelik şiddeti önlemede yetersiz kaldığı yönündeki eleştirileri de beraberinde getiriyor. Hukuki süreç başlatılmış olmasına rağmen, Fatma Alpaslan'ın can güvenliği konusundaki endişeleri devam ediyor. Bu tür vakalarda, devletin etkin bir şekilde koruma sağlaması ve caydırıcı cezalar uygulaması büyük önem taşıyor.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece hukuki süreçlerin yeterli olmadığı, aynı zamanda toplumsal farkındalığın artırılması ve zihniyet dönüşümünün sağlanması gerektiği de vurgulanıyor. Şiddete maruz kalan kadınların desteklenmesi, cesaretlendirilmesi ve gerekli mekanizmalara ulaşmalarının kolaylaştırılması da hayati önem taşıyor.

Kadın Cinayetleri ve Devletin Rolü

Türkiye'de son yıllarda kadın cinayetlerinde ciddi bir artış yaşanıyor. Birçok kadın, boşanmak istediği, ayrılmak istediği veya kendi hayatına dair kararlar almak istediği için eşleri, eski eşleri veya yakınları tarafından öldürülüyor. Bu cinayetlerin önlenmesinde devletin rolü büyük önem taşıyor. Devletin, kadına yönelik şiddeti önleyici politikalar geliştirmesi, etkin bir şekilde uygulaması ve failleri cezalandırması gerekiyor.

  • İstanbul Sözleşmesi: Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi olarak da bilinen İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir uluslararası sözleşmedir.
  • 6284 Sayılı Kanun: Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, şiddete maruz kalan kadınların korunması ve şiddetin önlenmesi için çeşitli tedbirler öngörmektedir.
  • ALO 183: Aile, Kadın, Çocuk ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı olan ALO 183, şiddete maruz kalan kadınlara danışmanlık ve destek hizmetleri sunmaktadır.

Toplumsal Farkındalık ve Zihniyet Dönüşümü

Kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece yasal düzenlemeler ve devletin aldığı önlemler yeterli değildir. Toplumsal farkındalığın artırılması ve zihniyet dönüşümünün sağlanması da büyük önem taşımaktadır. Kadınların güçlendirilmesi, eğitim seviyelerinin yükseltilmesi, ekonomik bağımsızlıklarının sağlanması ve toplumsal hayata aktif katılımlarının desteklenmesi, şiddetin önlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Medyanın da kadına yönelik şiddet konusunda duyarlı davranması, şiddeti meşrulaştıran veya normalleştiren yayınlardan kaçınması gerekmektedir. Şiddete maruz kalan kadınların hikayelerinin doğru ve dürüst bir şekilde aktarılması, toplumsal farkındalığın artırılmasına katkı sağlayacaktır.

Fatma Alpaslan'ın yaşadığı bu olay, kadına yönelik şiddetin Türkiye'de hala çok ciddi bir sorun olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Devletin, kadına yönelik şiddeti önlemede daha etkin adımlar atması, toplumsal farkındalığın artırılması ve zihniyet dönüşümünün sağlanması için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, kadına yönelik şiddet insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve bu suçla mücadele hepimizin ortak sorumluluğudur.

İlgili Haberler