2 Nisan genel boykotu soruşturması kapsamında doktor Enes Özel'in de gözaltına alınması büyük yankı uyandırdı. Avukatı Gülşen Başarır, müvekkilinin sağlık durumunun iyi olduğunu ancak hastaları için endişelendiğini belirtti. İstanbul Tabip Odası ise gözaltı gerekçesinin mizahi boykot paylaşımları olduğunu savunarak, ifade özgürlüğüne vurgu yaptı ve derhal serbest bırakılmasını talep etti.
Gözaltı Süreci ve Avukatının Açıklamaları
19 Mart operasyonlarının ardından başlayan ve CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ihtimaline karşı yapılan protestolar sonrası ilan edilen 2 Nisan genel boykotuyla ilgili soruşturma kapsamında 11 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden biri de doktor Enes Özel oldu. Avukatı Gülşen Başarır, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, müvekkilinin hastalarıyla ilgilenememesinden dolayı duyduğu endişeyi dile getirdi. Başarır, şu ifadeleri kullandı:
Enes dün gece boykot paylaşımları sebebiyle evinden gözaltına alındı. Avukatı olarak eşlik ettim, bugün adliyeye sevk edilecek. Kendisi gayet iyi ancak düşündüğü tek şey hastaları. Onlara ulaşamaması sebebiyle seanslarını yapamayacak olduğunu duyurmamı ve yaymamı rica etti.
İstanbul Tabip Odası'ndan Sert Tepki
İstanbul Tabip Odası da doktor Enes Özel'in gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, gözaltı gerekçesinin mizahi bir dille yapılmış boykot paylaşımları olduğu belirtilerek, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesi gerektiği vurgulandı. İstanbul Tabip Odası'nın açıklaması şu şekilde:
Meslektaşımız Dr Enes Özel gece evinden gözaltına alındı. Gerekçe mizahi bir dille yaptığı boykot paylaşımlarda suç unsuru olduğu iddiası. Düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı gösterin. Enes Özel'i derhal serbest bırakın.
İfade özgürlüğü, demokratik toplumların temel taşlarından biridir ve bireylerin düşüncelerini serbestçe ifade edebilme hakkını güvence altına alır. Bu hak, sadece hoşumuza giden veya kabul ettiğimiz düşünceleri değil, aynı zamanda eleştirel, aykırı ve hatta şok edici düşünceleri de kapsar. İfade özgürlüğünün sınırlandırılması, ancak başkalarının haklarını korumak, şiddeti önlemek veya kamu düzenini sağlamak gibi meşru amaçlarla ve orantılı bir şekilde yapılabilir. Mizahi bir dille yapılan eleştirilerin veya protestoların, suç unsuru olarak değerlendirilmesi ve bu nedenle gözaltına alınması, ifade özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturur.
İfade Özgürlüğü ve Mizahın Sınırları
Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve mizahın sınırları konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Mizah, genellikle eleştirel bir araç olarak kullanılır ve toplumsal sorunlara dikkat çekmek, iktidarı eleştirmek veya farklı bakış açıları sunmak için kullanılabilir. Ancak mizahın sınırları, hakaret, nefret söylemi veya şiddeti teşvik etme gibi durumlarda tartışmalı hale gelebilir. Bir ifadenin mizah olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, bağlama, niyet ve algılayıcıya bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, mizahın ifade özgürlüğü kapsamında korunması gerekip gerekmediği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Doktor Enes Özel'in gözaltına alınması, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve mizahın sınırları konusundaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi. Gözaltı kararının ardından yapılan açıklamalar ve tepkiler, bu konudaki farklı görüşleri ve beklentileri yansıtmaktadır. Olayın yargı sürecinde nasıl sonuçlanacağı, ifade özgürlüğü ve mizahın sınırları konusundaki tartışmalara yeni bir boyut kazandırabilir.