Selen Örcan'ın yazdığı, H. Emre Ünal'ın yönettiği ve Nezaket Erden'in başrolde olduğu "En Sevdiğinden Başla" oyunu, yaratıcılık süreçleri, ilişkilerdeki zorluklar ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri gibi derin konuları ele alıyor. Oyun, genç sanatçıların sektörde var olma çabalarını ve kişisel hikayelerinden izler taşıyor.
Oyunun Temel Dinamikleri
Oyun, Ömer ve Leyla karakterleri üzerinden, bir yapımcı görüşmesinde açılıyor. Ömer, yazdığı dizinin sürekli revizyon almasından dolayı yaşadığı psikolojik yıkımı yansıtırken, Leyla ise sürekli bir kanıtlama çabası içinde. Anlatı, kurmaca ve gerçeğin sınırlarını bulanıklaştırarak seyirciyi diken üstünde tutuyor. Oyun, "En Sevdiğinden Başla/Sevdiklerini Öldür" yazarlık kuralını temel alarak, yaratıcılık sürecindeki zorlukları ve duygusal bağların metne etkisini sorguluyor.
Oyunun ritim aksaklığı, ilk sahnelerde hissedilse de ilerleyen bölümlerde dramatik akslar güçleniyor. Leyla'nın her şeyin peşinden koşuşu ve Ömer'in evden çıkamaması, karakterlerin farklılıklarını ve çatışmalarını ortaya koyuyor. Oyun, sadece bir çift arasındaki travma izleğini değil, aynı zamanda üretim süreçleri, yaratıcı krizler, toplumsal cinsiyet rolleri ve sektörel eşitsizlikleri de ele alıyor.
Örneğin, Leyla'nın hayatına dair birçok bilginin Ömer'in ağzından duyulması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Leyla'nın çocuk sahibi olmak istememesi gibi temel kararlar bile, onun değil, Ömer'in perspektifinden aktarılıyor. Bu durum, örtük manipülasyon ve kendini modern erkek imajında sabitleyen bir erilmişlikle Leyla'yı kuşatıyor.
Sahne ve Karakterler
Nezaket Erden'in canlandırdığı Leyla karakteri, çok boyutlu, sahici ve sahnede varlığı hissedilen bir karakter olarak öne çıkıyor. Erden'in komediye yatkınlığı, karaktere ayrı bir lezzet katıyor. H. Emre Ünal'ın Ömer'i ise giderek derinleşen, anlaşılması geciken ama bir o kadar da sinir sistemini zorlayan bir karakter. Sahne tasarımı sade ve projeksiyon kullanımı, anlatıyı destekliyor.
- Leyla: Çok boyutlu, sahici ve komediye yatkın bir karakter
- Ömer: Derinleşen, anlaşılması geciken ve sinir sistemini zorlayan bir karakter
- Yapımcı/Yönetmen: Zaman zaman karikatürleşen karakterler
Oyunun en etkileyici sahnelerinden biri, "artı eksi listesi". Leyla'nın attığı her artının Ömer'de bir eksik olarak yankılanması, ilişkinin özeti gibi. Ömer, partnerinden artıları ve eksileriyle bir birey olmasını değil, kendi istediği biçimde biri olmasını talep ediyor. Bu durum, psikolojik şiddete dönüşüyor.
Sonuç
"En Sevdiğinden Başla", duygularla yapılan bir işin, duygular tarafından nasıl yutulabileceğini gösteriyor. Oyun, sadece bir ilişkinin çözülüşünü değil, yaratıcı emeğin ve birlikte üretmenin psikolojik bedellerini de önümüze seriyor. Selen Örcan'ın kaleminden çıkan bu metin, Türkiye çağdaş tiyatrosu içinde önemli bir yere sahip. Oyun, eğer bir şey hikayenize hizmet etmiyorsa, onu ortadan kaldırmak zorunda olduğunuzu ve bunun ilişkiniz için de geçerli olabileceğini vurguluyor. Oyunun genelinde yaratıcılık, ilişki dinamikleri ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri gibi konular ustalıkla harmanlanarak seyirciye düşündürücü bir deneyim sunuluyor. "En Sevdiğinden Başla", tiyatroseverlerin kaçırmaması gereken bir yapım.