İstanbul Barosu'ndan Kritik Duruşma Öncesi Çağrı! Savunma Susmayacak!
Gündem

İstanbul Barosu'ndan Kritik Duruşma Öncesi Çağrı! Savunma Susmayacak!


27 May 20255 dk okuma14 görüntülenmeSon güncelleme: 09 August 2025

İstanbul Barosu, yarın görülecek önemli bir duruşma öncesinde baro önünde bir araya gelerek dayanışma çağrısında bulundu. Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin yargılandığı dava, avukatların mesleki faaliyetlerinin engellenmesine yönelik endişeleri artırdı. Hukukçular, savunmanın susturulmaya çalışıldığına dikkat çekerek, duruşmaya katılım çağrısında bulundu.

Avukatlar Neden Yargılanıyor?

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Ekim Bilen Selimoğlu, Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyesi olmasına rağmen avukatlık mesleğinin icrası konusunda geride olduğunu vurguladı. Selimoğlu, baronun gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkındaki açıklamaları nedeniyle yargılandıklarını belirterek, bu durumun bir ilk olduğunu söyledi. Ayrıca, Baro Yönetim Kurulu üyesi Fırat Epözdemir'in mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklanmasının, baroya yönelik bir operasyonun devamı olduğunu iddia etti.

Savunmaya Yönelik Saldırılar

Selimoğlu, "Bu hafta söz bizlerin, yani savunmanın olacak. Savunmaya yönelik kapsamlı ve sistematik saldırılara karşı meslektaşlarımızı, mesleğimizi ve insan haklarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz" dedi. Epözdemir'in duruşması için de dayanışma çağrısı yaparak, avukatların birlikte hareket etmesinin önemine dikkat çekti.

Baro Başkanı'ndan Sert Tepki

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, "Yurttaşları savunmak için savunmanın kendisinin özgür olması gerekiyor. Fakat savunmanın özgür olmadığına bir kez daha tanıklık edeceğiz. Savunma sürecimiz sonuna kadar devam edecek. Çünkü amaç baronun ya da baro mensuplarının kendini savunması değil, yurttaşları savunabilmek için kendilerine yönetilen haksızlıkları püskürmektir" şeklinde konuştu. Kaboğlu, savunmanın önemine vurgu yaparak, avukatların baskılara boyun eğmeyeceğini ifade etti.

Yarınki duruşma, avukatların mesleki özgürlüğü ve savunma hakkının korunması açısından kritik bir öneme sahip. İstanbul Barosu'nun çağrısıyla, hukukçular ve insan hakları savunucuları duruşmada dayanışma gösterecek. Bu dava, Türkiye'deki hukuk sisteminin ve avukatlık mesleğinin geleceği için bir dönüm noktası olabilir.