İstanbul İl Tarım Müdürü Suat Parıldar'ın açıklamaları, metropolün beton yüzünün ardında gizli bir tarım devriminin yaşandığını ortaya koyuyor. Planlı üretimden yerli tohuma, çiftçi desteklerinden gıda denetimlerine kadar birçok alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. İstanbul'da tarım, hiç olmadığı kadar canlı ve çeşitli bir hale geliyor.

İstanbul'da Tarımda Planlı Üretim ve Yerli Tohum Seferberliği

Suat Parıldar, tarımda planlı üretimin %90'a ulaştığını belirterek, bu başarının arkasında yatan faktörleri şöyle sıraladı:

• Yerli tohum kullanımının artması
• Çiftçilere sağlanan desteklerin çoğalması
• Üretimde çeşitliliğin sağlanması

Parıldar, yerli tohum kullanımının artmasının, hem üretimin kalitesini yükselttiğini hem de dışa bağımlılığı azalttığını vurguladı. Çiftçilere sağlanan desteklerin ise, üreticilerin motivasyonunu artırarak daha verimli çalışmalarına olanak sağladığını belirtti.

İstanbul'da Tarımsal Çeşitlilik: Ketenden Fındığa, Mandadan Coğrafi İşaretli Ürünlere

İstanbul'da tarımsal üretim sadece temel ürünlerle sınırlı kalmıyor. Keten, fındık, manda gibi farklı ürünlerin yanı sıra, coğrafi işaretli ürünlerle de üretim çeşitleniyor. Bu durum, İstanbul'u sadece bir tüketim merkezi olmaktan çıkarıp, aynı zamanda bir üretim merkezi haline getiriyor.

İstanbul'da üretilen coğrafi işaretli ürünler, hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de şehrin tanıtımına önemli bir destek sunuyor.

2024'te Rekor Gıda Denetimi: İstanbul'da Güvenilir Gıda Tüketimi

İstanbul'da gıda güvenliği de en üst düzeyde sağlanmaya çalışılıyor. 2024 yılında yapılan 230 binin üzerinde gıda denetimi, bu konudaki hassasiyeti açıkça gösteriyor. Bu denetimler sayesinde, tüketicilerin güvenilir gıdaya erişimi sağlanırken, aynı zamanda gıda sektöründeki işletmelerin de kurallara uygun hareket etmeleri teşvik ediliyor.

Gıda denetimlerinin sıklığı ve etkinliği, İstanbul'u gıda güvenliği konusunda örnek bir şehir haline getirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

İstanbul'da yaşanan bu tarım devrimi, şehrin sadece beton yığınlarından ibaret olmadığını, aynı zamanda verimli topraklara ve çalışkan çiftçilere sahip olduğunu gösteriyor. Planlı üretim, yerli tohum kullanımı, çiftçi destekleri ve gıda denetimleri sayesinde, İstanbul'da tarım sektörü geleceğe umutla bakıyor. Bu gelişmeler, İstanbul'u sadece bir metropol değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir yaşam merkezi haline getirme potansiyeli taşıyor.