Sudan'da İnsanlık Dramı: Dünya Neden Sessiz?
Gündem

Sudan'da İnsanlık Dramı: Dünya Neden Sessiz?


29 October 20255 dk okuma36 görüntülenmeSon güncelleme: 05 December 2025

Sudan'da yaşananlar, insanlığın vicdanını derinden sarsıyor. Kadınlar, çocuklar ve sivillerin hedef alındığı bu vahşet, Gazze'deki olayları aratmıyor. Peki, bu katliamlara neden sessiz kalınıyor? Bu yazıda, Sudan'daki insanlık dramının perde arkasını ve sorumlularını inceliyoruz.

Sudan'da Neler Oluyor?

Son günlerde Sudan'dan gelen haberler, iç savaşın acımasız yüzünü bir kez daha gözler önüne seriyor. İki binden fazla insanın hayatını kaybettiği, binlercesinin yaralandığı bu çatışmalar, ülkenin dört bir yanına yayılmış durumda. Başkent Hartum ve diğer büyük şehirlerde, çatışmaların şiddeti giderek artıyor. Evlerinden kaçmak zorunda kalan milyonlarca insan, açlık, susuzluk ve hastalıklarla mücadele ediyor.

  • Sivillere yönelik saldırılar artıyor.
  • Hastaneler ve okullar hedef alınıyor.
  • İnsani yardım kuruluşlarının faaliyetleri engelleniyor.

Bu Katliamların Arkasında Kimler Var?

Sudan'daki çatışmaların temelinde, ordu ile Hızlı Destek Güçleri (HDG) arasındaki iktidar mücadelesi yatıyor. Ancak, bu mücadelenin arkasında, ülkenin zengin doğal kaynaklarına göz diken emperyalist güçler ve bölgesel aktörler de bulunuyor. Petrol, altın, demir gibi değerli madenlere sahip olan Sudan, uzun zamandır bu güçlerin hedefinde. Ayrılıkçı hareketlerin desteklenmesi, silahlandırılması ve yerel güçlerin manipüle edilmesi gibi taktiklerle, ülke parçalanmaya çalışılıyor.

Turan Kışlakçı'nın yazısında belirttiği gibi, "Sudan; petrolü, altını, demir, bakır, krom, çinko, kurşun gibi zengin madenleri; verimli toprakları ile uzun zamandır emperyalist ve rüşvetçi iştahların hedefi oldu."

Dünya Neden Sessiz?

Sudan'da yaşanan insanlık dramına karşı uluslararası toplumun sessizliği, büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlar, sadece kınama mesajları yayınlamakla yetiniyor. Oysa, Sudan'daki katliamların durdurulması için daha somut adımlar atılması gerekiyor. Silah ambargosu uygulanması, finansal yaptırımlar getirilmesi ve sorumluların uluslararası mahkemelerde yargılanması gibi önlemler alınabilir.

Müslüman ülkelerin de bu konuda daha aktif rol oynaması gerekiyor. Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi ülkelerin saldırıları kınaması önemli bir adım olsa da, daha fazlası yapılmalı. Bölge devletleri ve sivil toplum örgütleri, insani yardım çalışmalarına destek vermeli ve Sudan halkının yanında olduğunu göstermeli.

Sudan'da yaşananlar, sadece bir iç savaş değil, aynı zamanda küresel sömürgeciliğin ve emperyalizmin modern bir yüzüdür. Bu insanlık suçuna sessiz kalmak, vicdanlarımızı karartmak anlamına gelir. Uluslararası toplum, Sudan için acil, etkili ve sonuç üreten adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, tarihin kara sayfalarına bir yenisi daha eklenecektir.