Şırnak'ın Silopi ilçesinde 2015 yılında yaşanan acı olayda hayatını kaybeden Taybet İnan'ın oğlu Mehmet İnan, yeni çözüm sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Annesinin cenazesinin günlerce sokakta bekletildiği o zor günlere rağmen barış umudunu koruyan İnan, artık devletin de adım atması gerektiğini vurguladı. İnan, Abdullah Öcalan'ın çağrısının kendilerinde umut yarattığını belirterek, kalıcı bir barış için yüzleşmenin ve adaletin sağlanmasının şart olduğunu söyledi.

Barış İçin Yüzleşme Şart!

Mehmet İnan, kalıcı bir barışın ancak geçmişle yüzleşerek mümkün olabileceğine dikkat çekti. 90'lı yıllarda ve sokağa çıkma yasaklarında yaşanan faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması gerektiğini belirten İnan, sorumluların yargılanmasının önemine vurgu yaptı. "Biz her zaman barıştan yana olduk. Bu savaşta çocuğunu yitiren Türk anneleri de sürece destek vermeli. Bugün bir fırsat var ve bu fırsat kaçırılmamalı. Aynı masaya oturup sorunu çözmeliyiz." şeklinde konuştu.

Kürt Halkı Sorumluluğunu Yerine Getirdi

İnan, Kürt halkının barış için üzerine düşeni yaptığını, artık devletin de aynı sorumluluğu göstermesi gerektiğini ifade etti. Demokratik bir çözüm için devletin elini uzatması gerektiğini belirten İnan, şöyle devam etti: "Kürt halkı sorumluluğunu yerine getirdi, şimdi sıra devlette." İnan, barış talebinin sadece Kürtler için değil, tüm halklar için olduğunu vurgulayarak, "Bu kadar bedel ödemiş bir Kürt ailesi olarak biz barış diyorsak, bedel ödememiş birilerinin ‘barış istemiyoruz’ deme hakkı yok." dedi.

Barış Umudu ve Çağrı

Mehmet İnan'ın açıklamaları, Türkiye'nin Kürt sorunu ve barış süreci konusunda önemli bir dönemeçte olduğunu gösteriyor. İnan'ın çağrısı, toplumun tüm kesimlerinin barış için sorumluluk alması gerektiği yönünde güçlü bir mesaj içeriyor. Annesinin acı kaybına rağmen barış umudunu yitirmeyen İnan, Türkiye'nin geleceği için önemli bir çağrıda bulunuyor. İnan'ın sözleri, barışın ancak adalet, yüzleşme ve karşılıklı anlayışla mümkün olabileceğini bir kez daha hatırlatıyor. Türkiye'nin bu fırsatı değerlendirerek kalıcı bir barışa ulaşması, tüm bölge için umut kaynağı olacaktır.