Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulan bir teklif, üç çocuk sahibi annelerin kamu sektöründe memur olarak görev yapabilmelerinin önünü açabilir. İYİ Parti tarafından verilen bu teklif, kadınların iş hayatına katılımını teşvik etmeyi ve aile yapısını desteklemeyi amaçlıyor. Teklifin yasalaşması halinde, üçüncü çocuğunu dünyaya getiren anneler, KPSS şartı aranmaksızın devlet memuru olabilecekler.
Teklifin Detayları ve Amacı
İYİ Parti'nin sunduğu bu yasa teklifi, özellikle çocuk sahibi kadınların istihdamında karşılaştıkları zorlukları aşmayı hedefliyor. Üç çocuk sahibi olmanın getirdiği sorumluluklar nedeniyle iş hayatına ara vermek zorunda kalan veya iş bulmakta zorlanan annelere, devlet güvencesi altında bir kariyer imkanı sunulması amaçlanıyor. Teklifin gerekçesinde, "Kadınların iş gücüne katılımının artırılması, ekonomik kalkınmanın yanı sıra toplumsal refahın da yükselmesine katkı sağlayacaktır" ifadelerine yer verildi.
Teklifin yasalaşması durumunda, memuriyet için gerekli diğer şartları taşıyan (Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, belirli bir eğitim seviyesine sahip olmak vb.) üç çocuklu anneler, KPSS sınavına girmeden devlet memuru olarak atanabilecekler. Bu durum, hem annelerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına yardımcı olacak, hem de devletin nitelikli iş gücüne erişimini kolaylaştıracaktır.
Kamuoyunda Yarattığı Yankı
Teklif, kamuoyunda farklı tepkilere neden oldu. Bazı kesimler, bu düzenlemenin kadınların iş hayatına katılımını teşvik etmesi ve aile yapısını desteklemesi açısından olumlu olduğunu savunurken, bazıları ise KPSS gibi merkezi bir sınavın dışında atama yapılmasının adalet ilkesine aykırı olduğunu ve fırsat eşitsizliği yaratacağını iddia ediyor.
Teklifin destekçileri, annelerin çocuk yetiştirme gibi önemli bir sorumluluğu üstlendiklerini ve bu nedenle pozitif ayrımcılığa tabi tutulmaları gerektiğini vurguluyorlar. Ayrıca, bu düzenlemenin doğum oranlarının düşmesi gibi demografik sorunlara da çözüm olabileceği belirtiliyor.
Karşıt görüşte olanlar ise, KPSS'nin kamuya personel alımında en objektif ve adil yöntem olduğunu savunarak, sınavsız atamaların liyakat ilkesini zedeleyeceğini ve kamu hizmetlerinin kalitesini düşürebileceğini ifade ediyorlar. Ayrıca, bu tür düzenlemelerin diğer dezavantajlı gruplar için de benzer talepleri gündeme getirebileceği endişesi taşıyorlar.
Benzer Uygulamalar ve Tartışmalar
Aslında dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde, kadınların ve annelerin iş hayatına katılımını teşvik etmek amacıyla çeşitli pozitif ayrımcılık uygulamaları bulunmaktadır. Örneğin, bazı ülkelerde doğum izni süreleri oldukça uzun tutulmakta, kreş imkanları yaygınlaştırılmakta ve vergi avantajları sağlanmaktadır. Ancak, KPSS gibi merkezi bir sınavın tamamen kaldırılması ve sınavsız atama yapılması, diğer ülkelerde pek rastlanmayan bir uygulama olarak dikkat çekiyor.
Türkiye'de de geçmişte benzer tartışmalar yaşanmış ve bazı meslek grupları için sınavsız atama imkanı getirilmiştir. Ancak, bu uygulamaların kamuoyunda yarattığı tepkiler ve adalet tartışmaları nedeniyle, son yıllarda sınavsız atamaların sayısı azaltılmaya çalışılmaktadır.
Bu bağlamda, İYİ Parti'nin sunduğu teklifin TBMM'de nasıl bir süreç izleyeceği ve yasalaşıp yasalaşmayacağı merakla bekleniyor. Teklifin kabul edilmesi halinde, Türkiye'de kamu personel rejimi ve kadın istihdamı politikaları açısından önemli bir dönüm noktası yaşanabilir.
Sonuç olarak, İYİ Parti'nin 3 çocuklu annelere KPSS'siz memurluk imkanı sunan teklifi, kadınların iş hayatına katılımını destekleme ve aile yapısını güçlendirme potansiyeli taşıyor. Ancak, bu teklifin kamuoyunda yarattığı tartışmalar ve adalet kaygıları dikkate alınarak, TBMM'de titizlikle değerlendirilmesi gerekiyor. Teklifin yasalaşması halinde, hem annelerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları hem de devletin nitelikli iş gücüne erişimi kolaylaşabilir. Ancak, bu süreçte liyakat ilkesinin korunması ve fırsat eşitliğinin sağlanması da büyük önem taşıyor.