12 Mayıs 2025 Pazartesi

PKK'dan Tarihi Fesih Kararı! Çözüm için TBMM mi Devreye Girecek?

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine toplanan 12. Kongre'de tarihi bir karar alındı. Örgüt, silahlı mücadele yönteminin ve PKK adıyla yürütülen çalışmaların sona erdiğini duyurdu. Çözüm için adres olarak ise TBMM gösterildi. Bu gelişme, Kürt sorununun çözümünde yeni bir sayfa açabilir mi? Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, bu önemli adımı ve Türkiye siyasetinin nasıl bir yol izlemesi gerektiğini değerlendirdi.

"Olmaz Denilen Oldu": Silah Bırakma Kararı ve Sonrası

Hakan Tahmaz, PKK'nin silah bırakma kararının ardından Türkiye'nin yeni bir 'çatışma çözümü' deneyimi yaşadığını belirtiyor. Dünyadaki benzer süreçlerde silahların susması ve demokratikleşmenin eş zamanlı ilerlediğini vurgulayan Tahmaz, Türkiye'nin ise öncelikle silahların bırakılmasına odaklandığını ifade ediyor. "Olur mu, olmaz mı?" tartışmasının geride kaldığını ve tarafların bu konuda mutabık olduğunu söylüyor.

Tahmaz'a göre, gelinen aşama artık silahların nasıl bırakılacağı ve silah bırakanların toplumsal yaşama katılımının nasıl sağlanacağı sorularını içeriyor. PKK'nin bu belirsizliği gidermek için TBMM'yi adres göstermesi, Meclis'in bu konuda sorumluluk alması gerektiğini ortaya koyuyor.

Silahsızlanmanın tamamlanmasının zaman alacağını belirten Tahmaz, Kürt siyasi hareketinin çözüm mücadelesini artık demokratik siyaset alanında vereceğine işaret ediyor. Öcalan'ın "Ben bu sorunu hukuk ve politika zeminine taşıma kudretine sahibim" sözünü hatırlatan Tahmaz, demokratik siyaset kanallarının açılması ve güçlenmesi gerektiğini vurguluyor.

TBMM'nin Rolü ve Muhalefetin Sorumluluğu

Hakan Tahmaz, çözüm sürecinde ana muhalefet partisine büyük bir rol düştüğünü ifade ediyor. Mevcut hükümetin demokratik dönüşümü sağlayabilme kabiliyetinin zayıfladığını savunan Tahmaz, bu nedenle ana muhalefetin ve demokrasiden yana olanların sorumluluk alması gerektiğini belirtiyor. CHP'nin Kürt meselesinde dil değiştirmesi ve daha sahici bir çözüm için süreci yeniden örmesi gerektiğini vurguluyor.

Tutuklularla ilgili yasal düzenlemelerin bütün Türkiye için uygulanabilir olması gerektiğini söyleyen Tahmaz, muhalefetin sükûnetle soruna yaklaşması gerektiğini ifade ediyor. CHP'deki son dönemdeki değişiklikleri ve Özgür Özel'in Van'da yaptığı mitingi olumlu bulan Tahmaz, Meclis'te kurulan Demokrasi ve Hukuk Komisyonu'nun Kürt meselesini de ele alması gerektiğini belirtiyor.

Özel'in Kürt sorununu nasıl çözeceğine dair projelerini açıklaması gerektiğini söyleyen Tahmaz, demokrasi ve barış yanlılarının muhalefeti cesaretlendirmesi gerektiğini vurguluyor. Toplumun eşit yurttaşlıktan başka yolu olmadığını, bunun zemininin hukuk olduğunu ve çözümün herkesi kapsaması gerektiğini ifade ediyor.

  • Silah bırakma kararı ile yeni bir çatışma çözümü deneyimi yaşanıyor.
  • TBMM'nin sürece dahil olması gerekiyor.
  • Muhalefetin sorumluluk alması ve yeni bir dil geliştirmesi önemli.
  • Demokratikleşme ve eşit yurttaşlık temelinde çözüm aranmalı.

İspanya Örneği ve Demokratik Dönüşümün Önemi

Hakan Tahmaz, dünyadaki benzer süreçlerden en çarpıcı örnek olarak İspanya'yı gösteriyor. İspanya'da ETA'nın silah bırakma sürecini başlatanlarla tamamlayanların aynı olmadığını ve iktidar değişikliğiyle demokratik vaatlerle gelen bir yönetimin başarıya ulaştığını belirtiyor. Türkiye'de de benzer bir durumun olduğunu ve mevcut siyasi rejimin demokratikleşme eksenli bir çözüm süreci olmadığını ifade ediyor.

Tahmaz, PKK'nin silah bırakması ve dönüşüme uğraması gerektiğini, Kandil'de artık domates üretilemeyeceğini söylüyor. Bu nedenle çözümün hukuk alanında ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için yapılması gerektiğini vurguluyor. İspanya'da Meclis'te temsil edilme kanallarının açılması sayesinde sonuç alındığını hatırlatıyor.

Diğer ülkelerdeki örneklerin demokratik bir dönüşüm içermediğini belirten Tahmaz, demokrasiyi, eşitliği ve adaleti savunan iktidarların etnik sorunların çözümünde ana unsur olmadığını ifade ediyor. Irak'taki Barzani yönetiminin sosyal demokrat bir çizgide olmadığını ve yurttaşların sosyal ve demokratik haklarının çözülmediğini belirtiyor. Ancak silahlı mücadele devrinin kapandığını ve Kürtlerin kendilerini ifade edebilecekleri bir devletin kurulduğunu da ekliyor.

Sonuç olarak, PKK'nin yeni bir paradigmaya girdiğini ve artık ulus devleti veya demokratik özerklik gibi çözüm önermeyen bir masada olmadığını söyleyen Tahmaz, Türkiye'nin demokratik dönüşümünü tamamlayabilmesi için demokrasiden yana, adaletten yana ve barıştan yana olan bütün güçlerin ezberlerini bozarak yeni bir yol haritası çizmesi gerektiğini vurguluyor.

PKK'nın fesih kararı, Türkiye için tarihi bir fırsat sunuyor. Ancak bu fırsatın değerlendirilmesi, siyasi aktörlerin sorumluluk alması, demokratikleşme adımlarının atılması ve toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla mümkün olacaktır. Türkiye, İspanya örneğinden ders çıkararak, kalıcı bir barış ve istikrar ortamı inşa edebilir.

İlgili Haberler